Son Dakika
DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa Birliği’nin ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinin geleceği üzerine basın açıklamasında bulundu.
Yalçındağ, “Güncel gelişmelerin beklenen ve beklenmeyen boyutlarının dünyayı ve bölgemizi meşgul ettiği açıkça görülüyor. Rusya-Ukrayna Savaşı özelinde ortaya çıkan durum, yaklaşık bir asır boyunca alışık olduğumuz ezberleri bozuyor, Avrupa Birliği’nin ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinin geleceği üzerine çeşitli sorgulamalara sebep oluyor. Şunu çok net olarak söyleyebilirim ki artık Türkiye’yi, Avrupa’dan müstakil bir ülke olarak görmek, Türk ticaret ve yatırımlarını çerçevenin dışında tutmak Avrupalı dostlarımız için de imkansızdır. Türkiye’yi Avrupa Birliği dahil, bölgemizde kurulmuş, faaliyet gösteren politik ve ekonomik ortaklıkların dışında tutmak günün sonunda AB’ye zarar verecektir” dedi.
Türkiye ve Avrupa İlişkilerinde Yeni Dönem
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, Türkiye’siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmadığını belirten Yalçındağ, “Bunun yanında, savunma konseptini, stratejik mekanizmaların işleyişini, savunma sanayi sektöründeki harcamaları değiştiren ve rekor yatırımlara imza atan Avrupa ülkelerinin, bu ekosistemde Türkiye ile iş birliğini artırması, bu konjonktürde atabilecekleri en rasyonel adım olacaktır. Çünkü Türkiye, batı ittifakının etkili bir üyesi olarak, savunma sanayi sektöründeki kamu ve özel yatırımlarıyla, atılımında bir bütün halinde başarılı olmuş ve sektörde global bir oyuncu haline gelmiştir. Öyle ki, 2024 yılında savunma ve havacılık ihracatımız 7.1 milyar dolara ulaşarak bir rekor kırdı. Savunma sanayimizde AR-GE bütçesi ise geçen yıl 3 milyar dolar yaklaştı ve yerlilik oranı %80’e ulaşarak hepimizi gururlandırdı. Bugün sektörde 100 milyar dolarlık bir proje hacmimiz var. ” ifadelerini kullandı.
Ticaret ve Yatırımlarda Güçlü Ortaklık: Enerji ve Ulaşımda Stratejik İş Birliği
Sadece savunma alanında değil; enerji, ticaret ve yatırımlar gibi birçok alanda daha fazla iş birliğine ihtiyaç olduğunu aktaran Yalçındağ, “Bu noktada “Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği mümkün olmadığı gibi, Türkiye’siz bir Avrupa ticareti ve yatırım ekosisteminden bahsetmek de mümkün değil” diyebiliriz. Çünkü 2024 yılında toplam ihracatımız olan 262 milyar doların yüzde 41,4’ünü (109 milyar dolar) AB üyesi ülkelere gerçekleştiren Türkiye, ithalatının yüzde 32,1’ini AB’den sağladı. Bunun yanında, Avrupa şirketlerinin son 20 yılda Türkiye’deki yabancı yatırımlardaki payı yüzde 73 ile lider durumda. Türk firmalarının da Balkanlar’da, Orta ve Batı Avrupa’da, enerji, inşaat, altyapı, hafif sanayi ve teknoloji gibi sektörlerde yaptığı yatırımlar, son 20 yılda gerçekleşen 58 milyar doların 46,5 milyar dolarını Avrupa’ya yaptığımız verisini ortaya çıkarıyor. Enerji sektöründe, tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinde, enerji ve ulaşım koridorlarının artan önemi ve Avrupa güvenliği için yapılacak savunma harcamalarının 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren rekor bir seviyeye geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda, ülkemizin tüm bu konu başlıklarında öne çıkan bir Avrupa ülkesi konumunda olduğu kesindir” dedi.
Yeni Bir Hikaye Yazmanın Tam Zamanı
Yalçındağ, Türkiye ile Avrupa arasındaki ticari gelişmeler için yeni bir hikaye yazmak için tam zamanı olduğunu belirterek, “Türk iş dünyasının temsilcilerinden meydana gelen DEİK olarak, bizler de bu gerçeği uzunca bir zamandır görüyor, eforumuzu bu yönde sarf ediyor ve Avrupalı dostlarımıza “gelin yeni bir hikaye yazalım!” diyoruz. Zira Avrupa Birliği dünyada gerçekleşen değişimi yakalayamazsa oyunun dışında kalma ihtimalini güçlü görüyorum. AB’nin bu değişimi iyi okuması ve buradaki fırsatları görebilmesi lazım, aksi takdirde AB dünyada bir güç olarak anılmayacak. AB artık kendi yarattığı engelleri kaldırmalı, karar alma mekanizmalarını güçlendirmelidir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi şarttır.
Türk İş İnsanlarına Vize Verilmemesi Kabul Edilemez
Avrupa Birliği’ni en önemli ticari partneri olarak gören Türk iş insanlarına neden vize verilmediğinin altında yatan mesajı anlamamakla birlikte, bu durumun Türkiye’den daha fazla AB’ye zarar verdiğini söyleyebilirim. 2024 yılında yapay zeka şirketlerinin küresel finansmanı 100 milyar doları aştı. Biz vize sorunlarını konuşmak yerine, bu alanda iş birliklerimizi nasıl geliştirebileceğimizi konuşmak istiyoruz.
DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı olarak, tüm Türk iş dünyasını ve Avrupalı paydaşlarımızı, güncel gelişmelerin gösterdiği gerçekleri iyi analiz ederek, kazan-kazan prensibiyle daha çok çalışmaya ve ihtiyacımız olan yeni hikayeyi yazmaya davet ediyorum. Unutmayalım ki iş dünyasının ortaya koyacağı kararlılık ve gelişmeleri doğru okumamız, bölgemize de fayda sağlayacak ve Avrupa’nın stratejik karar alma mekanizmalarını daha etkin çalıştırmasına fayda sunacaktır. Bunun da Türkiye’siz gerçekleşmeyeceği ortadadır” dedi.
BENZER HABERLER