Dolar 33,9762
Euro 37,6709
Altın 2.725,36
BİST 9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Paz 27°C
Pts 28°C
Sal 29°C
Çar 28°C

İŞLETMELER NEDEN PERSONEL BULAMIYOR?

24 Şubat 1981 Yılında İstanbul'da doğdu, Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Girişimcilik ve proje yönetimini derece ile bitirdi. okurken UND öğrenci çalışma grubu ile "Ankara Öğrenci Zirvesi"nde aktif olarak görev yaptı ve organizasyonunda konuşmacı olarak katıldı Araştırmayı ve sorgulamayı seven bir yapısı olan Ergenecoşar Metsan Lojistik bünyesinde Pazarlama ve Kalite Yönetmeni olarak iş yaşamına başladı. BLMYO Mezunlar derneği Kurucu üyeliğinin yanında Utikad Genç forwarder çalışma grubu, Utikad Gümrük ve Antrepo çalışma grubu ve Utikad Denizyolu çalışma grubunda aktif görev almaktadır.
23 Temmuz 2024 18:06

Üniversitelerden her sene binlerce yeni mezun iş arama koşturmasının içinde kendini buluyor. Z kuşağı olarak standart tek tip yaptığımız bu yeni mezun gençlerin TUİK rakamlarına yansıyan sonuçlarına göre %30’una yakın bir kısmı iş bulamıyor.

Peki diğer%70’e yakın kısmı girdikleri işyerlerinden memnun mu? Ortalama olarak ne kadar çalışıyorlar. TUİK verilerine bir sonraki yıl giremedikleri için bizler tam olarak bunları bilemiyoruz.

Z kuşağının sıkıntıya gelemediği, kendilerini daha özgür hissettikleri yapılarda çalışmak istedikleri hepimizin malumu, ekonomik kriz ile birlikte aldıkları asgari ücretin bir tık üstü onlara yetmiyor.

Yeni mezun gençlerin Üniversiteye girdiklerindeki hayallerden bir tanesi finansal özgürlük ve kendi evlerine çıkmak iken şu an ki durumda ailelerinin yanlarından ayrılmayı bırak bunun düşüncesi bile onları korkutuyor. Kiraların asgari ücretin üstünde olduğu kentlerde bir​​​​​​​ yeni mezun çalışanın dişini sıkarak​​​​​​​ daha iyi iş teklifi gele​​​​​​​ne kadar işi öğrenirim, kendimi gelişti​​​​​​​ririm düşüncesi de maalesef k​​​​​​​urumsal iş yerinde çalışmayanlar için geçerli değil.

​​​​​​​Aile şirketi olarak görd​​​​​​​üğümüz işletm​​​​​​​eler çalışanlarının her işi öğrenmemesi için ellerinden geleni yapmakta, gelişime açık olmayan aile şirketlerinde patron her işe karıştığı için yeni mezun enerjik ve bilgiye aç olan çalışanının bu açlığı ile enerjisini doğru yönlendirerek kendi çıkarına çevirmek yerine onun açlığını kapatacak tek düze iş veriyor ve köreltiyor. Hem ucuz iş gücü elde ediyor hem de herkesin kendi sözünden çıkmadan ve büyümeden işlerini devam ettiriyor. Sonuç olarak büyümeyen ve kendi yağında kavrulan işletme ufacık bir ekonomik krize bile dayanamayarak kapanıyor doğru bir hiyerarşinin olmadığı şirketlerde bir iki çalışan haricinde diğer çalışanların 6-.12 ay çalışması ve sonra ya kendileri ya da patron tarafından çıkarılması bu sebeptendir. Çalışanlarda hem kendilerini geliştirememiş hem de işten soğumuş bir şekilde ortalıkta buluyorlar kendilerini.

Sosyal medyada yayınlanan ve paylaşılan birçok örnek patronların mobingi veya çalışan memnuniyetsizliği üzerine beğenme ve tıklanma rekoru kırıyor. Ekonomik kriz ile birlikte küçülmeye giden hiçbir B planı olmayan işletmeleri ayakta tutan birkaç çalışanın gayreti bile bu kriz ortamında pek bir işe yaramıyor. İşten çıkarılan veya batmakta olan işletmeden kaçmak isteyen çalışan ise işsizler ordusuna katılmadan yeni bir iş arayışına giriyor fakat çalışma koşulları daha kötü olan firmaların bu işsiz kalan kişilerin mağduriyetini sömürmek için sırada olduğunu gördüğünde tabi ki teklifleri reddediyor.

Buda şirketlerin eleman açığımız var ama çalışan bulamıyoruz serzenişlerine dönüşüyor. Eşit maaş vermeyen, çalışma alanı konforu​​​​​​​ yaratmayan, özgür düşüncelerini ve fikirlerini dile getirmeyen, çalışanlarına yıl içinde hiçbir gelişim veya iş odaklı eğitim vermeyen, ben ne dersem o kafasında ki işletmeler çalıştıracak bir eleman bile bulamıyorlar. Buldukları da kaçmak için fırsat kolluyor.

En büyük sıkıntılardan bir tanesi de az maaş ve gelişim yoksunu bu işletmelerin 1 yıl dolmadan tazminat ödemeyeyim diye işten çıkartmalar yapması ve şirket çalışan devir hızının bu kadar yüksek olmasının kendisi için çıkar sağladığını düşünmesi…

Unutulmamalıdır ki Krizler fırsat doğurur ama bu​​​​​​​ fırsatı görecek şirketler maalesef Türkiye’de bir elin parmağını geçmiyor gibi gözükmekte.

İşletmelerin farkında olması gereken bazı gerçekler vardır;

Para için patronun her dediğine evet haklısın diyen çalışan, ilk fırsatta daha fazla maaş veya daha az iş yükü veren rakip firmaya gidecektir. İşten ayrılan personelin yerine alınacak (daha ucuza bile alınabilir) personelin şirket kültürürnü anlaması, işe adapte olması bir zaman ve para kaybına yol açacaktır.

İşletmeler tam tersi bir şekilde operasyonel gider olarak gördüğü personeli çıkarmak yerine onlara daha hoş görülü bir ortam sağlarsa, çalışanların aidiyet duygusunu ön plana çıkaracak aktiviteler yaratır ve onları işletme örgütünün içine katarsa daha fazla kâr elde etmeye başlar.

Çalışanların banka hesabına yatan paradan başka bir beklentilerinin olmadığı bir işletmede, extra yapılacak prim, teşvik veya ödül sistemi (3 günlük tatil, yarım maaş ikramiye, alışveriş çeki vb.) gibi etkinlikler çalışanların motivasyonlarını artırarak omuzlarındaki iş yüklerini hissetmemelerine ve daha az zamanda daha hızlı bir şekilde işletmeyi n​​​​​​​asıl büyütebileceklerine yani kâr etmesini sağlamaya çalışacaklardır.

İşletmeler mutlu müşterilerinin yapmış olduğu “kulaktan kulağa” reklamları ile geçmişte satışlarını artırırken şimdi sosyal medya üzerinden gelen güzel yorumlarla müşterilerini artırmaktadır. Aynı şekilde gelen kötü bir yorum da müşteri kaybına sebep olabilir. Müşterinizin memnuniyetinin artması ve kötü bir yorumdan kaçınması için çalışanlarınızın mutlu olması gerektiği aşikardır.

Yine de bazı konularda düzenlemeler yapılarak çalışanların memnuniyetini sağlarken tasarruf yapmak mümkündür. Bu başlıklar için iyi bir proses hazırlamak ve her konuyu iyice düşünmek gerektiğini unutmamak gerekir. Pandemi ile birlikte hayatımıza giren evden çalışma (uzaktan çalışma) bazı departmanlarınız için uygun olabilir. Teknol​​​​​​​ojik alt yapınızı güncelleyerek çalışanlarınızın bilgiye her yerden ulaşmasını sağlayabilir, müşterilerinize yönelik programlar kullanabilirsiniz. Stok maliyetlerini yöneterek tasarruf elde edebilirsiniz.

İşletmeler mutlu çalışan personelleri ile​​​​​​​ beraber büyürler, sizin işletmenizde sizinle beraber büyüyen kaç çalışanınız var? İşletme örgütü kavramını benimsemiş kaç personeliniz var? İşletmenizde ki personel devir hızı küçük mü? Yoksa işletmenizin personel devir hızı çok mu hızlı? Ayrılan personelleriniz hangi sebepten rakip işletmelere kaçıyor? Üzerinde düşünülecek çok soru çok cevap var.

Sabri ERGENECOŞAR

REKLAM ALANI
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR