logo

EKONOMİ SOĞUYOR, SEKTÖRLER AYRIŞIYOR

EKONOMİ SOĞUYOR, SEKTÖRLER AYRIŞIYOR
Paylaş

Dünya ekonomisi ve ticareti hız keserken sektörlerin karnesi, jeopolitik riskler ve politika belirsizliğine göre şekil alıyor. Bazı alanlar öne çıkarken bazıları için ihtiyatlı bir yıl başlıyor.

Küresel ekonomi pandemi sonrası toparlanmanın ivmesini büyük ölçüde kaybettiği daha soğuk bir yıla adım atıyor. Enflasyon baskısının zayıflamasıyla ABD, İngiltere ve Çin’de faiz oranları aşağı yönlü bir patikaya girse de, bu gevşeme finansal koşulları eski rahatlığına kavuşturmak için yeterli görünmüyor. Dünya ekonomisinin 2026’da yüzde 2,4 büyümesi beklenirken, ticaret ve yatırımlar üzerindeki baskı büyük ölçüde Amerikan tarifeleri, jeopolitik gerilimler ve politika belirsizliğinden kaynaklanıyor.

Küresel ticarette %2’lik sınırlı büyüme beklentisi

The Economist tarafından hazırlanan ‘The World in 2026’ yani ‘2026’da Dünya’ isimli yayında dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu tablonun sektörler arasında belirgin bir ayrışmayı beraberinde getirdiği ifade ediliyor. Küresel ekonominin yüzde 2.4, küresel ticaretin ise yüzde 2 ile daha da sınırlı büyümesi beklenen 2026’da madencilik, savunma ve turizm gibi alanlar görece rahat bir yıl geçirmeye hazırlanıyor. Enerji, otomotiv ve finans sektörleri temkinli bir görünüm sergiliyor. Temiz teknoloji yatırımları ve enerji dönüşümü metal fiyatlarını desteklerken, savunma harcamaları artan jeopolitik riskler nedeniyle tarihi zirvelere ulaşıyor. Turizm ise pandemi sonrası normalleşmenin tamamlanmasıyla güçlü talep artışından besleniyor.

Buna karşın enerji sektörü, zayıf küresel büyüme ve arz fazlası nedeniyle fiyat baskısıyla karşı karşıya. Yenilenebilir kaynakların payı hızla artarken, fosil yakıtlar küresel sistemden henüz çıkmış değil. Otomotivde elektrikli araç dönüşümü sürse de, korumacılık ve teşvik politikalarındaki belirsizlik yatırım kararlarını yavaşlatıyor. Finans sektörü ise düşen faizlerin kredi hacmini desteklediği, ancak düzenleme maliyetlerinin arttığı karmaşık bir dengeyle 2026’ya giriyor. Yapay zekâ neredeyse tüm sektörlere nüfuz etmiş durumda olsa da, sürdürülebilir kârlılık hâlâ netleşmiş değil. 2026’nın, küresel ekonomide hızdan çok yön arayışının öne çıktığı bir yıl olacağı belirtiliyor.

Otomotiv: BYD, Türkiye’de üretime başlayacak

Otomotiv sektörü 2026’da ikiye bölünmüş bir görünüm sergileyecek. Ticari araç satışları zayıf kalırken, yeni otomobil satışları yüzde 2,5 artıyor. Elektrikli araç satışları ise yüzde 15 büyüyerek 24 milyon adede ulaşacak ve bu artışın yarısından fazlası Çin kaynaklı olacak. ABD’de teşviklerin geri çekilmesi ve emisyon hedeflerinden uzaklaşılması, birçok üreticinin elektrikli model planlarını yavaşlatmasına neden olacak. Otomotiv şirketleri dikkatini korumacı politikalara ve ticaret tarifeleriyle mücadeleye çevirecek. Çinli üreticiler küresel pazarlara daha agresif girerken; BYD, Brezilya. Macaristan, Türkiye ve hatta Endonezya’da üretime başlayacak. Avrupa’da fiyatlar düşecek ve istihdam endişeleri artacak. Otomotivde bölgeselleşme, ticaret engelleri ve stratejik üretim kaymaları 2026’nın ana teması haline geliyor.

Savunma: Hipersonik sistemlere yatırım artıyor

Savunma harcamaları 2026’da rekor kırarak 2,9 trilyon dolara ulaşıyor. NATO ülkeleri askeri bütçelerini artıracak. ABD’nin savunma harcamaları 1 trilyon doları aşarken, Almanya ve Doğu Avrupa silahlanmayı hızlandırıyor. Polonya’nın, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma planlarını 9 yıl öncesinden tutturması bekleniyor. Çin savunma teknolojilerine, özellikle hipersonik sistemler ve yapay zekâya yatırım yapıyor. Japonya da hipersonic araçlara yöneliyor. Güney Kore ve Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkeleri de savunma sanayisini büyütecek.

Enerji: Petrol fiyatında baskı, doğalgazda artış

Zayıf ekonomik büyüme küresel enerji talebinin 2026’da yalnızca yüzde 1 artmasına yol açacak. Yenilenebilir enerji üretimi hızla büyürken, hidroelektrik hariç yenilenebilirlerin küresel elektrik üretimindeki payı yüzde 30’u aşarak kömürü geride bırakıyor. Buna rağmen kömür üretimi tamamen gerilemiyor; özellikle ABD ve Hindistan’da fosil yakıt kullanımı sürüyor. Doğalgaz fiyatları, LNG iştahındaki artışla desteklenirken, petrol fiyatları ABD üretimi ve zayıf talep nedeniyle baskı altında kalacak. Avrupa, LNG alımları için yeni terminaller açacak. Enerji dönüşümü hız kazanıyor ancak fosil yakıtlar küresel sistemden henüz çıkmıyor. Yapay zeka nedeniyle küresel elektrik talebinin yüzde 3 büyüyeceği tahmin ediliyor. Fransa ve Japonya nükleer tesislerini canlandıracak.

Finans: Kredilerde yüzde 5 artış yaşanacak

2026’da finans sektörü, düşen faizlerin getirdiği kredi genişlemesi ile artan düzenleme maliyetleri arasında sıkışıyor. ABD, İngiltere ve Çin’de faiz indirimleri bankacılık faaliyetlerini canlandıracak. Küresel çapta kredilerin dolar bazında yüzde 5 büyümesi bekleniyor. Fakat ülkeler arası regülasyon farkları küresel finans kuruluşları için uyum sorunları yaratacak. ABD’de bankalar için sermaye kuralları gevşetilirken, Avrupa yeni düzenlemeleri erteleyecek. Çin, finans sektöründe konsolidasyonu teşvik ediyor. Dijital ödemeler ve stablecoin’ler yaygınlaşırken, sigorta şirketleri iklim riski ve yapay zekâ kaynaklı hatalar nedeniyle primleri yüzde 2.6 artıracak. Finans sektörü büyüyor ama riskler daha karmaşık hale geliyor.

Tarım ve Gıda: Fiyatlar 2026’da gerileyebilir

Tarım piyasalarında 2026 tüketici lehine bir yıl olacak. Bol hasat sayesinde Economic Intelligence Unit (EIU) gıda ve içecek fiyat endeksinin yüzde 11 gerilemesi bekleniyor. Pirinç ve kahve gibi temel ürünlerde fiyatlar düşerken, iklim dalgalanmaları üreticiler için belirsizliği artırıyor. ABD’de göç politikaları tarım iş gücünü olumsuz etkilerken, Afrika ve Ortadoğu’da gıda güvensizliği derinleşiyor. AB, ithal tarım ürünlerinde ormansızlaşma karşıtı kuralları sıkılaştırarak küresel tedarik zincirlerine yeni yükler getiriyor. Tarımda bolluk ile jeopolitik ve iklim riskleri aynı anda yaşanıyor.

Sağlık: Küresel GSYH’nin %10’u kadar harcama

Sağlık harcamaları küresel olarak yüzde 5 artıp 12 trilyon dolara yani küresel GSYİH’nin onda birine ulaşacak. İnsan nüfusu yaşlandıkça talep hızlanacak. Bu açıdan özellikle, yaşlı sayısının çocukların sayısının 3 katına ulaştığı Japonya önemli. Zira ülkede 65 yaş üstü sayısı toplam nüfusun yüzde 30’unu aşacak. Obezite tedavisinde kullanılan ilaçlar sayesinde ilaç pazarı yüzde 5 büyüyerek 1,6 trilyon dolara ulaşacak. ABD’de Medicaid kesintileri ve Dünya Sağlık Örgütü’ne yönelik fon azaltımları küresel sağlık sistemini zorluyor.

Altyapı: Yatırımların aslan payı Asya’da

2026 yılında küresel altyapı yatırımları bölgesel olarak belirgin biçimde ayrışıyor. Brüt sabit sermaye yatırımlarının yüzde 6 artarak 30 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Yatırımların neredeyse yarısı, yeni otoyol yapımlarını hızlandıran Asya’da bekleniyor. Çin ve Malezya’da yeni demiryolları tamamlanıyor, Singapur doğu kıyısında bir merkez açıyor ve Vietnam’da kuzey-güneyi birbirine bağlayan bir hatta start veriliyor. Harcamaların dörtte biri ise Avrupa’da olacak. Bunlar ağırlıklı enerji projeleri. Ortadoğu’da ise ulaşıma yatırım yapılacak. Örneğin Suriye havaalanlarını yeniden inşa edecek, Libya da Bingazi’de uluslararası bir üs oluşturacak. Amerika, dijital altyapı oluşturmaya odaklanacak. Amazon, Google, Meta ve Microsoft veri merkezlerine 400 milyar dolar pompalayacak.

Medya ve Dijital İçerik: Podcast reklam harcamaları 5.5 milyar doları aşacak

2026’da medya ve eğlence sektörü, izleyici dikkatini yakalama mücadelesinin keskinleştiği yeni bir evreye giriyor. Geleneksel televizyon izleme alışkanlıkları hızla aşınırken, özellikle genç kuşaklar online platformlarına yöneliyor. ABD’de yetişkinlerin televizyon ekranları karşısında geçirdiği süre günde yedi saate yaklaşsa da, bu sürenin yalnızca küçük bir bölümü klasik yayıncılığa ayrılıyor. Bu durum, köklü yayıncıları zorlayarak yeni dağıtım modelleri aramaya itiyor. Yapay zekâ, içerik üretiminden reklama kadar sektörde dönüştürücü bir rol üstleniyor; AI destekli reklam üretimi ve sesli içeriklerin yükselişi dikkat çekiyor. Podcast pazarı da büyümeye devam ederken, reklam gelirlerinin 2026’da 5,5 milyar doları aşması bekleniyor.

Metal ve Madencilik: Fiyatlarda %7 artış öngörülüyor

2026’da metal ve madencilik sektörü, enerji dönüşümü ve ticaret politikalarının kesiştiği bir büyüme alanı olarak öne çıkıyor. AB’nin “yeşil sanayi” hedefleri ve ABD’nin teşvik politikaları, metal fiyatlarını yüzde 7 yukarı yönlü destekleyecek. Nikel fiyatlarının 2026’da yüzde 13 artması, bakır ve çinkonun ise temiz enerji yatırımlarının ihtiyaçları doğrultusunda değer kazanması bekleniyor. Endonezya’nın nikel ihracat kısıtlamalarını sürdürmesi ve Çin’in kapasite ayarlamaları, küresel tedarik zincirlerinde yeni denge arayışlarını beraberinde getiriyor. Ticaret savaşları ve karbon sınır düzenlemeleri, alüminyum ve çelik fiyatlarında da yukarı yönlü baskı yaratıyor. Buna karşın altın ve gümüş gibi kıymetli metallerde, doların daha istikrarlı seyri nedeniyle sınırlı bir geri çekilme yaşanabilir. Şili daha fazla lityum projesine onay verecek, Avustralya daha fazla nadir element üretecek, Madagaskar grafit üretimine yönelecek.

Gayrimenkul: Dubai’de konut stoku artıyor

2026’da küresel gayrimenkul piyasaları, faiz indirimlerinin etkisiyle toparlanma sinyalleri verse de bu süreç ülkeler arasında eşitsiz ilerleyecek. Daha ucuz kredi koşulları özellikle gelişmiş ekonomilerde konut talebini desteklerken, arz yetersizliği fiyatların birçok büyük şehirde yüksek kalmasına neden oluyor. Londra ve New York gibi mega kentlerde yatırımcı güveni yeniden artarken, Çin’de konut piyasası uzun süren durgunluğun ardından yavaş bir denge arayışına giriyor. Dubai’de konut stokları yükselecek. Ticari gayrimenkulde ofis talebi sınırlı toparlanırken, yeni yılda 2.500’den fazla yeni otelin açılması bekleniyor.

Gemicilik: Filo kapasitesi büyüyor

2026’da küresel deniz taşımacılığı sektörü, jeopolitik riskler ve arz fazlasının yarattığı çelişkili bir görünüm sergiliyor. Ortadoğu’daki gerilimler ve Kızıldeniz’deki güvenlik sorunları, rotaların Ümit Burnu’na kaymasına neden olarak süreleri uzatıyor ve maliyetleri artırıyor. Buna karşın filo kapasitesindeki hızlı artış, navlun fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacak. Yeni konteyner gemilerinin devreye girmesiyle arz artarken, sektör istihdam tarafında nitelikli denizci sıkıntısıyla karşı karşıya. Uluslararası Denizcilik Odası, 2026’ya kadar on binlerce eğitimli personel açığı oluşabileceğine dikkat çekiyor.

Telekom: Yapay zeka ticarileşiyor

2026, teknoloji ve telekom sektöründe yapay zeka kaynaklı beklentilerin hızla ticarileştiği bir yıl olacak. Yapay zeka uygulamaları şirketlerin büyük çoğunluğunda yaygınlaşırken, verimlilik artışı beklentileri iş gücü dönüşümünü de hızlandırıyor. Hindistan’ın milyonlarca yapay zeka uzmanına ihtiyaç duyması, küresel yetenek rekabetini kızıştırıyor. Çip tarafında ise ABD ve Asya arasında kapasite yatırımları hız kazanıyor; Telekom tarafında veri trafiği artarken, internet altyapısının yapay zekâ uygulamalarını destekleyecek şekilde genişletilmesi öncelik haline geliyor.

Turizm: 1.8 trilyon dolarlık harcama

2026’da turizm sektörü, pandemi sonrası toparlanmayı tamamlayarak güçlü bir büyüme evresine girecek. 2 milyar uluslararası turistin yaklaşık 1.8 trilyon dolar harcaması beklenirken ABD ve Çin başta olmak üzere büyük pazarlardan gelen talep sektörü destekliyor. Çin, Legoland tema parkının yardımıyla uluslararası turistlerin yüzde 8’ini çekecek. Güneydoğu Asya’ya ilgi artacak. Rusya; Brezilyalı ve Güney Afrikalılar için vizesiz giriş üzerinde çalışacak. Suudi Arabistan; lüks turizm merkezi Amaala ile cazibesini artıracak. Cruise turizmi canlanacak. Otel ve restoranlarda yapılan harcamaların toplam 4 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

EVRİM KÜÇÜK : ekonomim 

#

SENDE YORUM YAZ

5+1 = ?